Fintech’in ne olduğunu açıklamadan önce kelime karşılığından bahsetmek gerekir. Kavram ‘fintech’ olarak kullanılabileceği gibi Türkçe’ye ‘fintek’ olarak geçmiştir. Açıklamak için ise İngilizce karşılıklarına bakmak gerekir. “Finance” ve “Technology” kelimelerinin birleşimi ile ortaya fintech kavramı çıkar. Türkçe olarak değerlendirdiğimizde ise finans ve teknoloji kelimelerinin harmanlanmasıdır. Ancak kavramın ortaya çıkışı geleneksel finansal hizmet anlayışının ortadan kalkmasına sebep olmuştur. İnternet, veri analitiği, mobil, Ar-Ge teknolojileri gibi araçların ortaya çıkışı beraberinde fintech kavramının da ivme kazanmasına imkan tanımıştır. Dolayısıyla inovatif teknolojiler finansal hizmetler gelişerek tüketici ile buluşmuştur.
Fintech, geleneksel finans hizmetlerini teknolojik donanım ve yazılımlar aracılığıyla işleyen gelişmiş bir bankacılık sistemidir. Öte yandan geleneksel finans yöntemleri ile rekabet içerisinde olduğunu söylemek mümkün. Fintech teknolojilerinin birincil amacı ise finansal işlemlerin kısa bir sürede pratik bir biçimde gerçekleştirmeye çalışmaktır. Manuel ve geleneksel şekilde işleyen sistemlere getirilen yeni bir çözüm olarak da karşımıza çıkar. Özetle; fintech finans alanında devrim niteliğindeki gelişmeleri ifade eder.
Teknoloji insan hayatının hemen hemen her noktasına temas ediyor. Aynı şekilde bu temas ile birlikte para yönetimi ve harcama şekilleri de değişime uğruyor. Finansal kuruluşlar ve şirketler ise karşılaştığımız bu değişim şartlarına adapte olmaya çalışıyor. İnternet öncesi dönemde kullanıma sunulan ATM’lerin aslında ilk fintech girişimleri olduğunu söylemek mümkündür. Para transfer uygulamaları, cep cüzdan, mobil ödeme sistemleri ise finansal teknolojiler (fintech) ile gelişim gösterir. Aslında fintech kişi ve kurumların karşılaştığı problemlere çözüm odaklı gelişme göstermiş teknolojilerdir.
2008 yılında finansal veya küresel finansal kriz olarak bir sorun ile karşılaştığımızı biliyoruz. Bu sorun tüm dünya bankacılık sistemlerinde derin bir risk ve güvensizlik oluşturur. Öte yandan olumsuz durumdan bağımsız halde fintech teknolojileri gelişimine devam eder.
Fintech girişimleri ise ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada gelişmekte ve hızla değişmektedir. ABD, Çin, İngiltere gibi ülkeler fintech teknolojilerini yaygın olarak kullanmakta ve çalışmalara büyük önem vermektedir. Fintech ile gelişen birçok uygulama, uygun maliyetli çözümleri ile tasarruf sağlamıştır.
Fintech kavramı 2008 yılından sonra sıklıkla adını duyursa da arka planı çok daha eskiye dayanmaktadır. Özellikle bilgisayar ile gelen teknolojik gelişim finansal inovasyona katkıda bulunmuştur. Bilgi işlem süreçlerinde yaşanan gelişmeler finans süreçlerinde de olumlu etkiyi sürdürmüştür. Uluslararası piyasalar fiyatlama-değerleme gibi ileri matematik hesabı gerektiren algoritmaları kullanır. Bununla birlikte uluslararası para transferi, muhasebe işlemleri bilgisayar teknolojisinin sunduğu hassasiyet ve hıza ihtiyaç duyar. 2008 yılına kadar gelinen süreçte ATM, plastik kart, para transferi gibi işlemler fintech sınıfında yer alıyordu. Ancak 2008 sonrası dönemde finansal farklılık ve inovasyon kavramları boyut değiştirmiştir. Fintech’in tarihsel gelişiminin 1866 yılına dayandığını söylemek mümkündür. Ancak kesin olarak bir başlangıç noktası vermek doğru olmayacaktır. Genel olarak kronolojik gelişimi 3 dönem arasında incelenir. Fintech 1.0, Fintech 2.0, Fintech 3.0 olarak bahsedebiliriz.
Finansal teknolojinin telgraf ve trans-atlantik kablonun döşenmesi ile hayatımıza girdiği biliniyor. Manuel uygulamalar finansal alanda kullanım bulur ve 1866-1967 yılları arası finansal bilgi iletiminin sağlandığı dönemdir. 1. Dünya savaşı sonrası gelişen alt yapı sistemleri sayesinde yaygınlaşır ve gelişir. Ayrıca bu dönemde ödemeler hızlı bir şekilde gerçekleşir haldedir.
1967 yılı itibariyle başlar ve 2008 yılında görünürlük kazanan küresel finansal krize kadar devam eder. 1967 yılından sonra ticari ve iletişim ile ilgili işlemlerin gerçekleşmesi için kullanılan teknolojiler yetersiz kalır. Bu yetersizlikten yola çıkarak teknolojiler dijitalleşir bu sayede finansal ürün ve teknolojiler de aynı değişime uğramış olur. Dönem aralığında ATM’ler, internet ve mobil bankacılık, banka ve kredi kartlarının sektör içerisinde var olur. Özellikle kredi kartları ve ATM’lerin piyasaya çıkışı dönemin en etkinlik gösteren hizmet ve ürünleridir. İkisinin de varlığı finansal ve teknolojik ilişkiyi ortaya çıkaran en önemli gelişme olarak bilinir. Bu aşamadan sonra finansal hizmet sektörü hız kesmeden gelişimine devam etmiştir. Geleneksel finans kurumları servis ve ürünlerini geliştirerek inovatif teknoloji kullanımını toplum içerisinde yaygınlaştırır.
3.dönemin 2008 küresel finansal kriz ile başlar ve gelişimi günümüze kadar devam eder. Türev ürünler piyasasındaki öngörülemez gelişim ve kontrolden çıkması 2008 krizini tetiklemiştir. Dönem içerisinde Mortage Krizi olarak da adlandırılır. Kriz yalnızca Mortage Kredisi temelli ortaya çıkmamıştır ancak literatüre bu şekilde geçmiştir. O günlerde türev ürünleri tüm dünyada satış ve pazarlama imkanı bulur ancak dayanak varlıklarındaki belirsiz riskler yer alır. Bu riskler, dolayısıyla krizi global ölçekte etkisi altına alır. Bilişim teknolojilerindeki ilerleme dünyayı küçük bir pazar yerine çevirmiş, tüm çevrelerinde krizden etkilenmesine sebep olmuştur.Krizin hemen ardından devletler ve kurumlar finansal tedbirler ve koruma planları devreye almıştır. Tedbir ve planlar ise farklı fintech ürünlerini tetiklemiş ve girişim sayılarında artışa imkan vermiştir. Kriz etrafında şekil alıp olgunlaşmaya başlayan bu girişimlerin aslen 10 yıllık bir ivme kaydettiğini söylemek mümkün. Halen gelişimini tamamlamamış da olsa geleceğin finans endüstrisini finansal teknolojilerin gerçekleştireceğini tahmin etmek zor değildir.
Varlıkların etkileşimi ile oluşan hareket ve bu hareketin süreklilik arz etmesi sonucunda ekosistem oluşur. Finansal kavram olarak ele alındığında ise fintech ekosistemi olarak bahsederiz. Fintech ekosistemi içerisinde etkileşimde bulunan oyuncular, yönetimler ve varlıklar bulunur. Dolayısıyla bir döngü halinde olan bu sistemde herhangi bir parça işlemediğinde hayat durma noktasına gelir veya düzen bozulabilir. Sistemin devamlılığı için birbiri ile işbirliği içerisinde çalışan oyuncular olması esastır.
Fintech ekosisteminin 5 ana faktörden oluşmaktadır. Kavramları ve üstlendiği misyonlardan bahsedecek olursak;
Fintech ekosistemini oluşturan bu 5 ana unsur ekosistemi oluşturur, geliştirir ve yürütür. Herhangi bir unsurun diğerinden ayrı bir alanda etkinlik göstererek sonuca ulaşması şu an için mümkün gözükmemektedir.
Fintech ve fintech girişimleri hayatımızda bankalar kadar büyük bir alana sahiptir. Bu özellikle son yıllarda kaydedilmiş bir gelişmedir. Bu durumdan dolayı günümüzde pek çok global banka finansal teknolojiler için fon ayırmıştır. Finansal teknolojilerin son zamanlarda oldukça ön planda olmasının sebebi ise mobiliteye dayanmaktadır. İnsanlar artık herhangi bir ödeme için bir kuruma fiziki olarak ulaşmayı tercih etmiyor. Her an her yerden hesaplarına erişebilmek ise en büyük kolaylık olarak görülür.
Peki bu aşamada fintechlerin hangi işlere çözüm yarattığına göz atacak olursak;
Fintech ekosistemi içerisinde 4 ana grup bulunmaktadır. Girişimci, teknoloji şirketleri ve akademiler gibi sistemlerin bir araya geldiği ‘insan kaynağı’ birinci gruptur. Geleneksel finansal kuruluşlar, müşteri ve kurumlar ‘talep’ yani ikinci gruptur. Devlet, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ‘regülasyon’ yani üçüncü gruptur. Halka arz ve melek yatırımcılar ile girişim şirketleri ise ‘sermaye’ yani dördüncü grubu oluşturur. Bu halkalar arasında tüm kurumlar etkileşim içerisindedir. Ancak devletin talep ve sermaye zincirinde de özellikle etkilerini söylemek mümkündür.
Mobil bankacılık sistemleri, artan veri, internet gelişimi gibi etkenler bu dört ana grubun tamamını farklı şekillerde etkileşime sokar. Bu sayede karşımıza çıkan fintech uygulama veya çözümleri ise aşağıdaki şekildedir:
Bahsettiğimiz üzere fintechler para piyasaları, yatırım, bankacılık ve kurumsal finans gibi platformlara yönelik çözümler sunar. Gelişimine devam eder.
E-Hesapp’ın hitap ettiği kitle büyük kurumsal şirketlerin finans birimlerine ait işlerdir. Bu işleri ise e-ödeme, e-tahsilat, pos rapor, e-mutabakat gibi ürünler ile kolaylaştırmaya çalışır. Kısaca göz atacak olursak;
Yaklaşık 3000 bayiye sahip bir firma olduğunu düşünelim. 3000 bayiden firmaya b2b portal üzerinden sipariş akışları olacaktır. Bayi firmadan sipariş talebi oluşturuyor ancak ilk yapması gereken işlem ödemedir. Geleneksel ödeme sistemlerinde ödeme bayi tarafından gerçekleşir. Firma ise bu ödemeyi en erken bir gün sonra geriye dönük banka hesap özetine bakarak tespit eder. Bu durumda siparişin çıkması ve bayiye ulaşması gecikir. Çoğunlukla ödeme yapan bayi firmanın finans birimi ile iletişim kurarak sipariş onayı alır. Bu hem firma hem de bayi tarafında ciddi bir mail, dekont ve telefon trafiğine yol açar. Ayrıca buradaki iş gücü maliyeti ise oldukça fazla olacaktır. E-Hesapp’ın fintech çözümü ile yalnızca ödeme yapmanız yeterlidir. E-ödeme veya e-tahsilat sistemlerimiz sayesinde bayinin gerçekleştirdiği ödeme sistemden çekilir ve ERP sistemine entegre olur. Sistem dekont üzerinde müşteri, sipariş bilgilerini otomatik olarak çeker, ERP ile müşteri ödeme kaydına atar. Bayi yaptığı tek bir işlem ile siparişine ulaşmış olur.
Çözümlerimizin sağladığı diğer bir kolaylık ise anlık raporlama sunmasıdır. Yine bir örnek ile anlatacak olursak;
Bir firmanın tedarikçisine yapacağı ödemeyi düşünelim. Firma ile tedarikçi arasında bir sürü fatura döngüsü ve sözleşme olacaktır. Tedarikçi her ürün için farklı vade süreleri belirtmiş olabilir. Bazı ürünlerin aynı gün içerisinde ödenmesi gerekirken bazı ürünlerin henüz 90 gün vade süresi olabilir. Firmaların ise ödeme günleri haftalık, 2 haftalık veya aylık olarak takvimlenmiştir. E-hesapp’ın sunmuş olduğu çözümler bu tarihleri sizin için raporlar ve hatırlatır. Ayrıca tek bir sistem üzerinde hangi bankada ne kadar kaynağınız var ve hangi banka üzerinden ödeme yapacağınıza karar verirsiniz.
E-Hesapp çözümleri sayesinde SAP sistemi banka hizmet servislerine internet aracılığıyla online erişim sağlar. Güncel hesap hareketleri ve banka hesap özetini görüntüler; banka hareketlerini başka bir ara yüze gerek kalmaksızın kontrol edersiniz. Çözümlerimizin sağladığı avantajları örneklerle anlatacak olursak; DBS yani doğrudan borçlandırma sistemini ele alalım. Bankalar DBS hizmetini çok uzun yıllardır müşterilerine sunuyor. Bizim fintech gelişimi olarak sunduğumuz çözümde ise bu işlemin online versiyonudur. Bir bayi ve ürün aldığı firma olduğunu düşünelim. Bayi tarafından banka sisteminde özel bir limit tanımlar. Bu limit dahilinde siparişlerini oluşturur. Firma ise buradaki bakiyeden dolayı ödemelerini güvence altına alır. Bu işlemler geleneksel yöntemler ile yapıldığı zaman ve maliyet kaybına yol açıyor. Öte yandan belirlenen limitin dolup dolmadığı ise takip gerektiriyor. Online DBS ise anlık olarak limit takibini yapar ve raporlar. Böylece her iki taraf da kendini garanti altına almış olur.
Pos tahsilat çözümü ise firmaların taleplerine göre ödeme kuruluşları veya banka altyapısını kullanır. Buradaki inovatif yaklaşım ise birden fazla sanal posun aynı anda kullanılmasına imkan tanımasıdır. Örneğin firmanın birden fazla banka veya ödeme kuruluşları ile sanal pos anlaşması bulunuyor. Müşteri ödeme yaparken komisyon oranları, taksit imkanları gibi olanakları değerlendirir. Müşteri menfaatlerine göre hareket eden akıllı bir sistem olduğunu söylemek mümkün. Pos mutabakat ise hem sanal hem de fiziki poslar için çözüm sunar. Ticari faaliyet gösteren irili ufaklı tüm işletmelerin günümüzde pos kullandığını biliyoruz. Her bir pos farklı bir bankaya entegre olduğu için yapılan sözleşmeler de farklılık gösterir. Dolayısıyla takibi de bir o kadar zor olacaktır. Örneğin 10.000 üzerinde şubesi olan bir market zinciri düşünelim. Bu firmanın her gün milyonlarca pos kaydı oluşur. Tüm bu kayıtlardaki vade tarihlerini, komisyon oranlarının doğruluğunu tespit etmek kolay değildir. Tüm verilerin sözleşme ile uyumlu olması beklenir.
E-Hesapp’ın pos mutabakat ve pos rapor çözümü riskleri ortadan kaldırır. Taraflar arasında yapılan sözleşme ile pos kaydı arasında çapraz sorgu yaparak satır aralarındaki açıkları bulur ve raporlar. Bunların gözle takibi oldukça zordur ve insan kabiliyetinin ötesindedir. Pos kayıtlarının aynı zamanda muhasebe sistemine doğru bir şekilde akması gerekir. SAP entegrasyonu ise arka planda tüm bu muhasebe süreçlerini yürütür. Sonuç olarak işgücü maliyeti ve iş gücünün gözden kaçırması ile sebep olacağı maliyeti yok etmiş olursunuz. Sizde E-Hesapp’ın sunduğu fintech çözümlerine göz atmak için web sitemizi inceleyebilirsiniz.
E-HesApp Fintech (Finansal Teknoloji) Alanındaki Yeniliklerimizi İncelemek İçin Çözümler Sayfamızı Ziyaret Edin!